• Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Etkinlikler
  • Randevu Al
  • Kurumsal
  • Galeri
  • Danışan Köşesi
  • S.S.S
  • Atölye Kayıt Formu
  • İletişim
  • Daha fazlası
    • Ana Sayfa
    • Hakkında
    • Etkinlikler
    • Randevu Al
    • Kurumsal
    • Galeri
    • Danışan Köşesi
    • S.S.S
    • Atölye Kayıt Formu
    • İletişim
  • Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Etkinlikler
  • Randevu Al
  • Kurumsal
  • Galeri
  • Danışan Köşesi
  • S.S.S
  • Atölye Kayıt Formu
  • İletişim

Sıkça Sorulan Sorular

Sorunuzun yanıtını bulamadıysanız lütfen info@berinorhan.com  adresine yazarak bize ulaşın.

Psikoterapi, bireylerin kendilerini daha derinden tanımalarına aracılık eden bir disiplindir. Klinik psikoloji, psikolojinin sağlık bilimleri ile kesiştiği bir alandır. Klinik psikologlar psikiyatrların yönlendirmeleri ile psikoterapi yapabilirler. 


Depresyon, kaygı, dikkat eksikliği, kişilik bozuklukları ve bipolar bozukluk gibi tanı gruplarının tedavi sürecinde psikoterapi etkinliği kanıtlanmıştır.


 

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek duygu durumunu iyileştirmeyi hedefler.
  • Psikanalitik Terapi: Bilinçdışındaki çatışmaları anlamak ve çözmek için geçmiş deneyimlere ve bastırılmış duygulara odaklanır.
  • Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT): Kişinin zorlayıcı duyguları kabul ederek değerleri doğrultusunda harekete geçmesini destekler.
  • Diyalektik Davranış Terapisi (DBT): Özellikle sınırda kişilik bozukluğu gibi durumlarda, duygusal dengeyi sağlamak ve kişilerarası ilişkileri geliştirmek için kullanılır.
  • Şema Terapi: Çocukluk dönemi kökenli olumsuz yaşam kalıplarını anlamak ve değiştirmek üzerine odaklanır.
  • Varoluşçu Terapi: Yaşamın anlamı, özgürlük ve ölüm gibi temel varoluşsal konularla başa çıkmayı amaçlar.
  • Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR): Travmatik anılara ilişkin duyarlılığı azaltmak ve yeniden işlemleme sağlamak için göz hareketlerinden faydalanır.
  • Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi: Problemler yerine çözümlere odaklanarak hızlı değişim hedefler.
  • İnsan Odaklı Terapi: Kişinin kendini gerçekleştirme potansiyelini keşfetmesi için güvenli ve destekleyici bir ortam sağlar.
  • Aile ve Sistemik Terapi: Bireylerin yaşadığı sorunları aile dinamikleri ve sistem bağlamında ele alır.


 Jungiyen Psikoloji, bireyin bilinçli ve bilinçdışı yönlerini bir araya getirerek bütünleşme sürecine odaklanır. Carl Gustav Jung’un geliştirdiği bu yaklaşım, bireyin ruhsal gelişimini anlamlandırmak için yalnızca bireysel bilinçaltını değil, aynı zamanda kolektif bilinçdışı, arketipler ve semboller gibi kavramları da inceleme altına alır.

Diğer psikoterapi yaklaşımlarından farklı olarak, Jungiyen Psikoloji insan ruhunu yalnızca travmalar veya psikolojik rahatsızlıklar açısından değil, insanlığın tarihsel ve kültürel mirasını taşıyan daha geniş bir bağlamda ele alır. Jung, ruhsal problemlerin, bireyin kendi özüne yabancılaşması ve kişisel mitini keşfetmemesiyle bağlantılı olduğuna inanır.


Jungiyen Psikoterapi Nasıl İşler?


  1. Gölge ile Çalışma: Terapide bireyin reddettiği veya bilinçdışına ittiği yanları (gölge) fark etmesi ve bunlarla yüzleşmesi sağlanır.
  2. Sembol ve Rüyalar: Rüyalar, spontan çizimler ve semboller terapinin merkezinde yer alır. Bunlar bilinçdışının mesajlarını anlamak için kullanılır.
  3. Arketipler ile Bağlantı: Kişisel yaşantılar, evrensel insan deneyimlerini temsil eden arketiplerle ilişkilendirilir. Örneğin, anne, kahraman ya da bilge figürü gibi temalar bireyin yaşamında anlam kazanabilir.
  4. Aktarım ve Karşı Aktarım: Terapist ve danışan arasındaki duygusal dinamikler, bireyin bilinçdışı süreçlerini keşfetmek için incelenir.
  5. Bireyleşme Süreci: Nihai amaç, bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi ve hayatında derin bir anlam bulmasıdır.


Jungiyen psikoterapi, bireyin sadece iyileşmesi değil, aynı zamanda daha geniş bir içsel ve evrensel anlam arayışı içinde dönüşüm yaşaması için bir yolculuk sunar. Bu yaklaşım, kişinin kendini keşfetmesi ve daha otantik bir yaşam sürmesi için derinlemesine bir rehberlik sağlar.


 Gedik Üniversitesi Psikoloji ve Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik bölümlerinden lisans derecesine sahiptir. Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında master derecesini "Psikotik Belirtileri olan ve Olmayan Psikiyatri Hastalarında El Tercihi Dağılımının İncelenmesi" başlıklı tezi ile almıştır.


Kariyeri boyunca psikanalitik oryantasyonlu ve varoluşçu ekollere ilgi duymuş, grup terapilere katılmış ve yönetmiş, sanat terapisi uygulamış ve çalışmalarını zaman içerisinde beden alanında yoğunlaştırmıştır. Integral Somatic Psychology ©  akredite uygulayıcı sertifika eğitimini Raja Selvam'dan almıştır. 2022 aralık ayında tamamladığı Jungian Somatics ©  with Jane Clapp eğitiminden sonra Somatik Simya ©  yaklaşımını geliştirmiş ve İstanbul Jungian Studies'i kurarak ilk uluslararası eğitimi Jane Clapp ile gerçekleştirmiştir.


2011-2015 yılları arasında Jungiyen perspektiften ve sufi öğretiden ilham alan bir yaklaşımla bireysel analizden geçen Berin Orhan, 2015 yılında tamamladığı bu sürecin ardından danışan görmeye başlamış ve yıllar içerisinde kendi otantik yaklaşımını oluşturmuştur.


Ulusal ve uluslarası kongrelerde yer almış, konferanslar vermiş çeşitli medya kuruluşlarında programlara konuk olmuştur. Son dönemde dijital üretime yoğunluk vererek alan profesyonelleri ile canlı yayınlar yapmıştır.


Orhan'ın klinik çalışmaları üç temel ayak üzerinde yükselir. Rüya, beden ve sanat.

Danışanlarının ihtiyaçlarına, taleplerine bağlı olarak sürecin kişiye has olduğunu önemseyen yaklaşımı tanılamadan ziyade tanımaya yöneliktir.


Bazı çalışma alanları 


  • * Beden Algısına Dönük Bozukluklar
  • * ⁠Kaygı Sorunları
  • * ⁠İlişki Sorunları
  • * ⁠Ebeveynlik Sorunları
  • * ⁠İş Yaşamı ve Kariyere Dönük Sorunlar
  • * ⁠Varoluş Krizleri 
  • * ⁠Anlam Arayışı
  • *Cinsel Problemler 
  • *Rüya analizi


Gölgeyle Buluşma, Çeviri Editörü

Jungiyen Rüya Analizi, Çeviri Editörü & Jungiyen Psişe Modeli Makalesi

Yaralı Damat, Bilim Danışmanı

M'ana, Eşyazarlık

Berrak Gölge, Yazar

Seni Görüyorum, Yazar


Online terapi için güvenli ve gizliliği koruyan platformlar kullanıyoruz. Sizinle iletişime geçmemiz için lütfen formu doldurunuz.


Online terapi, fiziksel olarak aynı odada olmadan terapi hizmeti almanıza olanak tanır. Diğer yandan yüz yüze terapi, terapistle aynı fiziksel mekanda gerçekleşir. Günümüz şartlarında yapılan araştırmalar dijital görüşmelerinde aynı oranda verim sağladığını kanıtlamaktadır.


Online terapi, kaygı, depresyon, ilişki sorunları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi birçok psikolojik sorunun sağaltımı, herhangi bir şikayetiniz olmaksızın kişisel gelişiminiz için kullanılabilir. Sizin ihtiyacınıza uygun bir plan oluşturabiliriz. 


Terapi, iki kişinin birlikte deneyimlediği bir alandır. Terapist psikolojik süreçlere hakim olan kişidir. Rüyalar bu ilişki bağlamında aydınlatıcı bir rol üstlenir. Danışanın bilinç-dışı dinamiklerini ortaya çıkarır. 


Rüya analizinde genel kabul gören bazı yaklaşımlar vardır.


Rüyalar her psikolojik ekol için bilinçdışını anlamak adına bir köprü işlevi görse de, her kuramcının bu olguyu yorumlama biçimi oldukça farklıdır. İşte Freud, Jung, Lacan, Kernberg, Adler ve diğer önemli ekollerin rüyalara yaklaşımlarındaki temel farklar:


  1. Sigmund Freud (Psikanaliz):
    • Rüyaları bastırılmış cinsel ve saldırgan arzuların bir ifadesi olarak görür.
    • Rüya çalışması, sansürlenmiş arzuların (örtük içerik) yüzeye çıkarılmasını hedefler.
    • Yöntem: Serbest çağrışım ile rüyadaki sembollerin bireyin bilinçdışındaki karşılıklarını çözümleme.

  1. Carl Gustav Jung (Jungiyen Psikoloji):
    • Freud’dan farklı olarak, rüyaları yalnızca kişisel arzuların değil, kolektif bilinçdışı dediği evrensel temaların (arketipler) yansıması olarak görür.
    • Rüyalardaki semboller bireyin bireyleşme sürecine rehberlik eder.
    • Yöntem: Rüyalardaki arketipik sembollerin anlamını keşfetmek ve bireyin içsel yolculuğunu desteklemek.

  1. Jacques Lacan (Lacancı Psikanaliz):
    • Rüyaları bir dil olarak görür ve bilinçdışının metafor ve metonimilerle çalıştığını öne sürer.
    • Rüyalar, bireyin temel arzusu ve eksikliği (Lacancı eksik) hakkında ipuçları sunar.
    • Yöntem: Rüyadaki dilsel ve sembolik yapıların bireyin kimlik ve arzu dinamikleriyle ilişkilendirilmesi.

  1. Otto Kernberg (Nesne İlişkileri Teorisi):
    • Rüyaları bireyin içsel nesne ilişkilerinin ve çatışmalarının bir yansıması olarak görür.
    • Özellikle borderline kişilik bozukluğunda, rüyalar bireyin içsel dünyasındaki parçalanmış ilişkileri anlamaya yardım eder.
    • Yöntem: Rüyaların bireyin erken dönem nesne ilişkilerini nasıl temsil ettiğini analiz etmek.

  1. Alfred Adler (Bireysel Psikoloji):
    • Rüyalar, bireyin yaşam hedeflerine ve toplumsal bağlarına yönelik sorunları ve çözümleri ifade eder.
    • Adler, rüyaları bireyin geleceği için bir rehber olarak görür.
    • Yöntem: Rüyanın bireyin mevcut yaşam mücadeleleri ve hedefleriyle bağlantısını incelemek.

  1. Fritz Perls (Gestalt Terapi):
    • Rüyaları, bireyin tamamlanmamış meselelerinin ve bölünmüş parçalarının projeksiyonu olarak yorumlar.
    • Her bir rüya öğesi, bireyin bir yönünü temsil eder.
    • Yöntem: Rüyadaki unsurların terapide yeniden canlandırılarak bireyin kendini bütünlemesi.

  1. Varoluşçu Yaklaşım:
    • Rüyalar, bireyin ölüm, özgürlük, izolasyon ve yaşamın anlamı gibi temel varoluşsal kaygılarını keşfetmesine yardımcı olur.
    • Yöntem: Rüya sembollerini bireyin varoluşsal mücadeleleriyle bağlantılı olarak incelemek.

  1. Bilişsel Yaklaşım:
    • Rüyaları, gün boyunca işlenen bilgi ve deneyimlerin zihinsel olarak yeniden düzenlenmesi olarak görür.
    • Bilinçdışı arzular yerine, rüyalar problem çözme ve öğrenme süreçlerini yansıtabilir.
    • Yöntem: Rüyadaki düşünce kalıplarını ve bunların bilinçli zihindeki karşılıklarını analiz etmek.

Farklar


  • Freud ve Jung, rüyaları bilinçdışının farklı boyutlarına açılan bir pencere olarak görür; Freud daha biyolojik dürtülere, Jung ise ruhsal bütünlüğe odaklanır.
  • Lacan, rüyaları dil ve arzu ekseniyle analiz ederken, Kernberg bunları nesne ilişkileri bağlamında yorumlar.
  • Adler, rüyaların bireyin gelecekteki yönelimleriyle ilgili ipuçları sunduğunu iddia ederken, Gestalt Terapisi onları bireyin eksik parçalarını bütünleştirmenin bir aracı olarak kullanır.
  • Bilişsel Yaklaşım, rüyaların öğrenme ve hafıza süreçlerine katkı sağladığını öne sürer, bu da diğer ekollerin bilinçdışı odaklı yaklaşımından tamamen farklıdır.


Bu farklılıklar, rüyaların çok yönlü bir şekilde ele alınmasını ve bireyin ruhsal dünyasının çeşitli boyutlarda keşfedilmesini sağlar.



KLİNİK PSİKOLOG BERİN ORHAN

+90 532 713 99 03 | info@berinorhan.com

Copyright © 2024 berinorhan.com - Tüm hakları saklıdır.

Destekli

Bu web sitesinde çerez kullanılır.

Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.

ReddediyorumKabul Et